Şengül YANAR

Tarih: 13.08.2025 14:01

Sağım Yalan, Solum Yalan… Peki Gerçek Nerede?

Facebook Twitter Linked-in

        Sağım yalan, solum yalan. Deniliyor ki dünya yalan, oysaki yalan dünya değil; çıkar için insanlığın, onurunu, gururunu, kimliğini, kültürünü, ahlaki değerlerini sömüren… Hayvanın, doğanın sonunu getiren kapitalizme yenilmiş, emperyalizmin, sömürünün değirmenine su taşıyan insanlık yalan.

 

İnsanlara ne kadar büyük haksızlıklar yapılmış bir düzende yaşıyoruz. Diploma sahtekârlığı bu ülkenin utanç tablosudur. Bize yapılanlar karşısında, bunu yapanlardan hesabını sormak için hukuk ve adalet işlemelidir. İnsanlığın güveni, inancı sahte diplomalarla tamamen yerle bir olmuştur.

Doktor sahte diplomalı, psikolog sahte diplomalı, avukatlar sahte diplomalı… Hele de haksızlığın en büyüğü, depremde kaybettiğimiz avukatların adına düzenlenmiş diploma… Geleceğimiz olan çocuklarımızı geleceğe hazırlayan öğretmen sahte diplomalı ve üstüne bir de “yılın öğretmeni” ödülünü almışsa, bu utanç değil de nedir?

Bizi ne ayağa kaldırır artık bilmiyorum. Hepimizin çocuklarının geleceğini çalmışlar. Sınav soruları çalınmış, üniversite giriş soruları çalınmış. Geriye ne kaldı? Benimki de laf… Bir ülkede sahte ehliyetler havada uçuşurken, bu kadar kaza herhalde tesadüf olamaz. Liyakat ayaklar altına alınmıştır. Bunu yapanlardan hesabı sorulmalı; ucu nereye, kime dayanıyorsa dayansın.

Bu kadar yalana, sahtekârlığa pes doğrusu. Yalanın, dolanın ardı arkası kesilmiyor. Boşuna okumak, boşuna kürek sallamak… Bu olmalı. Bizler, bize ve çocuklarımıza yapılan büyük haksızlığın hesabını sormak yerine bunun mizahını yapıyoruz. Zaten yıllar önce bu günlerin mizahını Levent Kırca’lar yapmışlardı.

Sizce bu kadar normal mi? İnsanlığın, emeğin çalındığı çürümüşlük normal mi? Diploması olmayanın baraj yaptığı… Bir ülkenin kimya fabrikası kapatılıyorsa, şeker fabrikası kapatılıyorsa; mühendisleri, kimyagerleri AVM’de tezgahtar olarak çalışıyorsa; sanat yerlerde sürünüyorsa… Bir ülkede özel okul, özel hastane varsa, her şey ticarete dönüşmüşse hırsızlara, gaspçılara gün doğmuştur.

 

Son olarak şunu söylemek isterim: İnsanlar geleceğe karşı kördür, sadece istediklerini görürler. Zihin hapishanesinde tutsaktırlar. Halbuki tek yapmaları gereken, bakış açılarını değiştirmektir. O zaman kendilerine yapılan bunca haksızlığı kavrayabilirler.

Sorma, sorgulama, araştırma… Sadece biat et! 

Bir ülkenin yıkımı için ihtiyaç duyulan insan modeli olmamak için elimizden geleni yapmak, mücadele vermektir. Yapılan bunca haksızlığın karşısında, her ne olursa olsun hukuk ve liyakat işletilmelidir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —