Bugün, 13 Ağustos 2025 Çarşamba
Zafer Partisi Genel Başkanvekili Ali Şehirlioğlu, PKK’nın sözde fesih kararını 'bölücü tuzak' olarak nitelendirerek, ulus-devlet yapısını hedef alan bir savaş ilanı olduğunu belirtti. Şehirlioğlu, tüm yurttaşları birliğe çağırdı.
ANKARA (İGFA) - Zafer Partisi, PKK terör örgütünün 5-7 Mayıs 2025’te düzenlediği sözde 12’nci kongrede aldığı “fesih ve silah bırakma” kararına ilişkin açıklama yaptı.
Zafer Partisi Genel Başkanvekili Ali Şehirlioğlu, bildiride PKK’nın silah teslimi ve hukuki sürece dair somut bilgi vermediğini, geçmişte KADEK ve KONGRA-GEL gibi isimlerle yeniden yapılandığını hatırlatarak, fesih kararını “şüpheli ve karanlık” buldu.
Açıklamada, Türkiye’nin hukuk devleti olduğu, silah bırakmanın yasal yollarının belli olduğu vurgulandı.
PKK’nın, Kürt sorununu çözdüğü ve “demokratik ulus” anlayışıyla Türk-Kürt ilişkilerini yeniden düzenlemeyi hedeflediği iddiasını “Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’na savaş ilanı” olarak nitelendiren Şehirlioğlu , bu bildirinin ulus-devleti feshedip etnik temelli bir yapıya geçişi amaçladığını savundu.
Açıklamada, PKK’nın Kürt halkının temsilcisi olmadığını, aksine Kürt vatandaşlara saldıran ve emperyalizme hizmet eden bir örgüt olduğunu belirtti.
Türk-Kürt savaşı diye bir durum olmadığını, sadece güvenlik güçlerinin terörle mücadelesinin olduğunu ifade eden Genel Başkanvekili Ali Şehirlioğlu , Anayasa önünde tüm vatandaşların eşit olduğunu, etnik temelli bir yapının bölücülük getireceğini vurguladı.
Genel Başkan Ümit Özdağ’ın geçmişte ikinci açılım sürecine karşı çıktığı için tutuklandığını anımsatan Şehirlioğlu , Özdağ’ın “etnik federasyon” ve Anayasa üzerinden ulus-devletin tasfiyesi girişimlerini yıllar önce öngördüğünü belirtti. Tüm siyasi partileri ve 84 milyonu, bölücü tuzaklara karşı ulus-devlet ve üniter yapıya sahip çıkmaya çağıran Şehirlioğlu açıklamasını, “Zafer Partisi olarak, Genel Başkanımız Ümit Özdağ rehin tutulduğu Silivri’de cezaevinde, bizler ise vatanın her köşesinde, milli devletimize ve birliğimize sahip çıkmaya devam ediyoruz. Ne mutlu Türk’üm diyene!” şeklinde noktaladı.
